Aynı şeyleri düşünür,aynı tip olurduk.Bu sıradanlıkta,aynılarımızla
görüşür ve şaşırırdık.Aynı olmak…
Aynı şeyler,artık beni şaşırtmıyor.Hepimiz
çıldırmışız,intiharın eşiğinde,uçurumun ucunda,aynı hizada ve toplu halde.
Şuradaki minibüsün,şuradaki ayyaşın,şuradaki akşam
güneşinin,şuradaki yeşil ağaçların,farkı yok yaz mevsiminin ya da
baharın,kışın.
Aslında alışmak çoğu zaman olumlu karşılanır,toplum
kuralları alışkanlık kazandırır insanlara,alışkanlık doğurur.Aman ne iyi
eder(!)Bilakis alışkanlık körleştirir beynimizi.Çünkü başka şeylere düşünmeye
vakit bırakmaz alışkanlıklar.Sizler bu alışkanlıkla beraber çoğu şeyleri fark
etmeden yaşarsınız.Mesela politika da öyledir,sevgilerinizde...Ve yine mesela
düşüncenizi rahatlatmak için gezmeler yapmazsınız.Diğerlerinin düşüncelerine,saplantılarına
maruz kalırsınız.-bu kısmı uçurumun ucunda-O yüzden tek
çıkmazsınız,gezmelerinize.Böylece “kendine zaman ayırma” faslını,yine “alışkın”
olduğunuz şeylere vakit ayırırsınız.Bu vakit sizleri alışkanlık denizinde,örneğin
30 yaşınıza geldiğinizde, farkına vardırmayacaktır!Çünkü alışkanlık böyledir
işte.Alışık olduğunuz bebeğiniz,çocuk hatta genç olduğunda,siz hala bebek
yerine koyacaksınızdır onu.Körü körüne inanırsınız.Ve sıkılırsınız hayattan.Farkında
değilsinizdir dile getirince böyle
şeyleri…Siz alışık değilsinizdir,böyle düşünmelere belki de.Ama zaman,siz
alışık olmadığınız işlerle birlikte,bilinç aşılayacak,belki de duyarlılık
kazandıracaktır.Ve sizler,empati kurabileceksiniz diğer insanlarla.-bu kısmı
aynı hizada ve toplu halde-
Ya da olaylar veya yaşam,sırf buymuş gibi
kaygılanacak,yazdıkça rahatlayacağınızı sanacaksınız.Bu seferde yazmaya
alışacaksınız! -bu kısım hepimiz
çıldırmışız-