Ne kadar yalnızız.Ve ne kadar içten ve saf.Seni çok seviyorum.Ne kadar gerçek?Veya ne kadar değişken?Aldatılmak ve ya aldatmak ...Ne kadar?
-Ben sana söyleyeyim kızım,bu çocuğun seninle uzaktan yakından alakası yok.Sadece...Belden aşağıya...Kızım...Anla işte.
-Sence öyle mi yani gerçekten?
-Öyle gözüküyor.
-Hadi,benimle ol o zaman !
Bir gün yine karşımda onu gördüğümü sandım.Bir gün yine irkilerek uyanmışım.Bazı düşünceler,örneğin bir takvim sizleri önceye götürebiliyor.İnsan yaşadığı şeyleri tekrar yaşayamayacağını bildiğindendir ki özlüyor.Kendi yaptıklarımızı,geçmişe bakarak -hem de hep- özlüyoruz.Gelecek bize ipucu veremeyecek kadar karanlık.Yani şimdi karanlık.Ya da biz karanlık düşünelim.Hazırlayalım kendimizi.Ama en sonu gerçekten karanlık,ondan ne şüphe!
-Dün biz o işi yaptık mı Hale?
-Hangi işi?
-Hani şimdi yataktayız ve yatmışız ya,o işi işte!
- ...
İçtiğimi bilir,gelse de kadehiyle gelirdi.Sarılsa da koklardım,gerçek olsaydı,keşke demezdik o zaman!
-Uyan be adam!Uyan
-He...Ne...Ne oldu?
-Elinin körü! Kim o sayıkladığın kahpe!
-...
Şu kadının parfüm kokusu! Oturduğum şu yeşillikte daldan dala konan arının kokusu mu?
-Onu Cüneytle yakaladım abi...başımdan kaynar sular aktı.Pertim şuan yani...Sıçtım gibi.Ne yapardın ki sen olsan?
-Abi ne bileyim ki işte,içelim filan?
-Eh...
Kim sıkılmadı ki geceden.Bir "hayır" alıyorum haneme.Reddediliyorum yine bu hengamede.
-Pardon bayan...Bakar mısınız?
-Evet?
-Çok güzelsiniz.
-Ahhahahahah...Salak!
Adem ile Havva kadar ihtiyacınız olduğu halde...Ve bunu sizinde bildiğiniz halde...
-Bayan!
-Yine mi sen?
-Ama...
-Söyle canım ...Taklalar ata ata söyle,parandeler,amuda kalkmalar ahhahahahh...
***Fanidir karakterler de,hayalidir belki de ***