23 Şubat 2012 Perşembe

PARANOYA

Dışarıda bir kedi var.Uçmaya çalışıyor.Atlayacağım diyor.Neye istinaden bilmiyorum.Atlama diyorlar.Atlayacağım diyor.Aynı şehirde bir çocuk.Aşağıda.İki katlı evin aşağısında.Annesine sesleniyor.Anne,babam delirdi.Duvara sürekli kafasını vuruyor.Kuzeyde.Düştü soğuğa gölge.Kuzeyde,taa en ucunda.Belki de senin /benim bilmediğimiz bir kabile yaşıyorsa hala?

             Görünürde uzak cumhuriyetler.Krallıkla,prenslikler.Çocukların elinde kraliçeler.Buz mavi gözleri.Beyaz tenleri.Yeryüzü gibi.Yansımış göz bebeklerinde bir kaldırım.Bir gölge.Bir ışık.Bir karanlık.Buzdan bir kale yapmışlar.Ellerinde kraliçeler.Yokuş aşağıya çıkar.Yokuştan inmişti niceleri.Yürümeye yeni yeltenmiş bazıları.İki karış pantolon.Yarım karış pabuç.Çeyrek nefes.Biraz akciğer.Bir.İki.Üç.Dört.Adımları.Bir demir sallanıyor karşı kaldırımda.Asılı üstten.Dükkan reklamı gibi.Burgulu bir vidanın.Aşağı yukarı.Hayır hayır.Bir demir sallanıyor.Sağa sola.Aşağı yukarı bir metre uzunlukta.Hani düştü düşecek.Bir deli sallanıyor şehir meydanında.Annesini kaybetmiş."Deli" diyorlar.Sallandıkça.Bir ağaç daha kesiliyor çamlık yerlerden.Bir kadın daha doğuruyor.Hastanelerden çığlıklar.Kan ağlıyor.Bir kadın daha doğuruyor.Nurtopu.Bir çocuk karşıya geçiyor kaldırımdan.Aniden kırmızı yanıyor.Hava kararıyor.Çocuk için.Biri kıyıda.Açılmış mı ne.Okyanusa.Balık tutuyor.Attığı oltada düzinelerce misine.Kalıp kalıp buz geliyor.Bir kavim göç etmiş buraya.Bir kavim.Bir dirhem yol alamamış.Bu kentte aslında işler hep aksakmış.

                         KUZEYDE.Bay Ge,o gün çantasını yanına almıştı.Bazı küçük eşyaları oraya koymak için.Genelde elinde taşımayı pek sevmezdi.Çantasını yanına almıştı,çünkü Bayan Ze ile buluşacaktı.Otobüse binse geç kalacaktı.Taksiye binse de parası yetmeyecekti.Tramvaya binmeyi düşündü.Elektrik kesilse aksayabilirdi.Aksasa,kişi bekleyebilirdi.Beklese belki gidebilir.Gitmese bile kızabilirdi.İki dakikada olmuştu bu düşünceler.Ancak tramvaya bindi sonra.On dakika geçmişti bindiğinden bu yana.İstasyona yaklaşmıştı.Tahmini bir dakika sonra inecekti.Merdivenden değil de asansörden çıkmalıydı.Tam vaktinde varmak için.Asansöre binmek içinde şu kapıdan çıkmalıydı.Tramvay,bir klikle pısladı.Olağanca bir hızla kapıdan fırladı Bay Ge.Asansöre yöneldi.Epeyce yaklaştı .İşte binebilirdi nihayet.Asansör çıkışından yavaşça kafayı uzattı.İşte oradaydı Bayan Ze.Saatine baktığında yelkovan altıdaydı.Otuz saniyesi vardı.Oraya varmak için.Vardığında otuz iki saniye geçmişti.Sinirliydi Bayan Ze.Beni nasıl bekletirsin dedi.Ancak gelebildimdi diye açıklamaya fırsat bulamadı.Görüyorsun a! kan,ter içindeyim.Tamam,tamam anladık diye kesti Ze.Kalktığı yere tekrar oturdu Ze.Bay Ge'de sandalyeye oturdu.Çantasını yere koydu.Ancak çantasında bir ağırlık vardı.Farketti.Yere koyarken.Bir şey vardı çünkü ağırdı.Çantayı açmayı düşündü.Çekti fermuarı...

                  GÜNEYDE.Çekti fermuarını.Yıkadı ellerini.Ellerini yıkarken gözünü aynaya dikmişti.Gözbebekleri.Kan çanakları.Sinir uçları.Kılcal damarları.Çok yorgun olmalıydı.Daha sonra çıktı tuvaletten.Çıplak ayaklı çocukları gördü birden.Sıcak kumlarda.Esmer tenli çocuklar.Top oynuyorlardı.Kaldırıyorlardı toprakları.Ayaklarıyla vuruyorlardı.Çıplak ayaklı çocuklar.İnci dişleriyle sırıtıyordu birisi.Bağırıyordu bir diğerine.Kızmış,öfkeli.Siyah damarları belli oluyordu.Boynundan fışkırırcasına.Top oynuyorlardı.Açınca.Dikkatli bakınca gözlerden,ayaklara.Topun kafatası olduğu görülüyordu.Et,kemik.Kemik ayaklarla paslaşıyorlar.Kafatasına vuruyorlardı.Binlerce fil öldürülüyor hiç sesi çıkmıyordu çocukların.Habire vuruyorlardı onlar kafataslarına.Sıcaktı.Vurdukça beyinleri.Akıyordu.


                  Çekti fermuarını.Açtı çantayı.Hemencecik atıldı Bayan Ze.Bir hediye paketi bulmuştu içinde.Bana mı aldın dedi,Ge'ye.Ge şaşırdı.Bu hediyenin varlığından bile haberi yoktu ki.Acaba neydi ki paketin içindeki.Ona aldım dese  yalan olurdu.Almadım dese daha bir işkillenirdi.Kırk beş saniye sürdü düşünü.Sana diyorum! dedi,Ze.Evet.Evet sana aldım.Ne o pek memnun gözükmüyorsun ama?Doğru söyle ne bu ?Bana mı aldın?Sen bana bir şey almazsın ama ! Sana aldım tabi.Demek zorunda kaldı.Ne aldın peki diye sordu,gülerek.Olmaz dedi,Ge.Söylersem ne anlamı kalır ki sürprizin.Kalmaz dedi,doğru ya. Ze,paketi açtı.Bir küçük paket daha.Paket iştahını kabarttı.Sabırsızca parçaladı.Paket içinde,paket.Matruşka gibiydi adeta.En son parçayı da açtı işte.Kum saati vardı küçükcene.Başında da bir boncuk.Masaya iki çay geldi.Kum saati akıyordu.

                    Akıyordu.Sıcakta.Güneyde.Tersine döndükçe kum saati.Bay Ge.Çekti fermuarını,tuvalette.Baktı yüzüne.Yıkadı ellerini.Ellerini yıkarken gözünü aynaya dikmişti.Gözbebekleri.Kan çanakları.Sinir uçları.Kılcal damarları.Çok yorgun olmalıydı.Daha sonra çıktı tuvaletten.Çıplak ayaklı çocukları gördü birden.Sıcak kumlarda.Esmer tenli çocuklar.Top oynuyorlardı.Kaldırıyorlardı toprakları.Ayaklarıyla vuruyorlardı.Kum saatini ters çevirmişti Ze.Zaman gibi.Akıyordu.

3 Şubat 2012 Cuma

TAKSİ

"Kimse görmedi.Uyuyordum ben bile.Uyandırdı beni.Sersem bir kalkışla.İrkildim de baktım cama.Camımdaydı.Gecenin karanlığında.Sokak lambasının izinde.Arkasında gölge.Yana uzanmış gölge.Kendinden büyükçene.Parmağını gösterdi bana.Baş parmağı.Noldu demeden.Bak dedi,kanamakta."
       
             Soğuktu elleri.Isınmak için ovuşturdu hızlıca.Kısa bir sıcaklık hissetti.Bu ona iyi gelmişti belli ki.Elindeki yarayı,yerden aldığı bir parça kristalle kapamaya çalıştı.Eksi bilmem kaç derecede kristal,vücut sıcaklığına şok etkisi yaratmıştı.Alışkındı böyle şoklara.Sigara geldi aklına.Elini cebine attı.Ezilmiş bir paketin adi markası.Tek kalmış bir sigara dalı.Tereddüt etse de kısa bir süre.Aldı eline.Buruşturdu paketi attı yere.Ezilmiş bir paketin adi markasını.Kristal yağmaya başladı gökyüzünden.Milyon çeşit yapıda.Her biri koca koca.Bir nefes çekti içine soğuğu aldı,"çıtırt" diye yandı.Ciğerdeki sigara.Verdi nefesini.Şöminede yanan kor gibi.Yol boyunca yürüdü.Yol boyunca karanlıktı.Sadece yağmakta olan kristalin saf rengi var ya,işte o gösteriyordu yolu.Yumaşacıktı yol.Yumuşak yolu eze eze yürüyordu.

                          Dışarı çıktım.Apar topar giyindiğimden olsa gerek havanını soğukluğuna aldırış etmemişim.İnceydi üstüm.Seni takip ediyorum.Bu saatte kimse yok dışarıda.Bu ayak izleri senin.Senindir yani.Bu kan damlası.Bu gökkuşağı.Senindir.Bu son sigaranın kutusu.Ezilmiş bir paketin adi markası!

                          Yorulduğunu hissetti.Bir saatten beri yürümüş.Ancak hiç farkında olmamıştı.Terliyordu şimdi.Yokuşunu çıktığı eğimin.Kaya kaya çıkamadığı bu kristal zeminde.Ilıktı aslında hava.Böyle havalarda -hele ki gece- sesler çok daha hızlı titreşip yayılırdı.Duyulurdu.Şu uzaktan geçen arabaya işaret etti.Daha fazla yorulmadan nasılsa deyip.TAKSİ! sarı-siyah taksi.Camları buharlı.İçi sıcak.Kirli sakallı bir şöförü.Yanında ekmek.Parası.Buharlı iç camı gelişigüzel sildi.Dışarıyı izlemek istedi.Birdenbire hız yapmasını istedi,şöföre.Telaşlandı da şöför birşey diyemedi.Peki der gibi.Sadece.Hız 70.Daha çok!Hız 80.Hız 90.Hızlı,daha hızlı! Hız 120.Camı açtı.İçeriye birden hücum etti rüzgar,kristaller içeriye giriyordu.Pat pat.Kütle halinde.Görüş mesafesi azalıyordu sakallının.Pat pat.Silecekler. Sonra belinden tek celsede,tereddüt etmeden tabanca çıkardı.Arka koltukta.Dayadı ensesine.Ne olup ne bitmeden.Şimdi onu vurabilirdi."Dışk!" diye parçaladı beyni.Ensesine dayadı silahla,adamın.Araba kontrolünü kaybetti.Kafası direksiyona düştü.Beyaz,yol göstermedi bu kez.Uçurumdan fırladı! rampadan çıktı.Rengarenk sıvılar aktı yere.Kimi renklerin yoğunluğu daha azdı diğerlerine.Sıvı tabakada üste çıktı onlar.Doktor da yoktu ! Damarlarında gökkuşağı akıyordu.Bir kar yağıyor.Bir sabah oluyor.Bir güneş açıyordu.Oluk oluk akıyordu be! Yüzünden.Vücudundan.Zaten ölmüştü adam.İhtimali olmayan adama,bir ihtimal daha vermiş.Yine öldürmüştü.Sımsıcak bir suçluluk ateşi düştü içine.Makineden çıkan mermi gibi sıcak.Lav gibi sıcak.Kulakları kızardı.Karaıncalı bir ateş.Yayıldı hücrelerine.Yukarıdan aşağıya.İnmemişti daha.Soğuk mu soğuk!Ayak parmakları.Artık uyumak istiyordu.Olay mahalinde.Kusmak istiyordu şimdi de.Başı dönüyordu.Yapışmış vücuduna midesi.Zayıftı kendisi.Hem bünyesi.Bayılmak üzereydi.Bir saat oniki dakikadan beri o halde.

                   Bana attığı son mesajda "gidiyorum" demişti.Herhangi bir ayrıntıdan uzaklaşırmışcasına bir başka paralellere.

                    Elinde tabanca.Parmak izleri.Elinde hala.Tabanca.Kumlar içinde kolu.Kırmızı kum.Yeşil kum.Mavi kum.Sarı kum.Acıya acı katıyordu.Tuzlu kum.Uçurumun dibi.Aşağı.Yukarı.100 metre.Sahilde.Yerde.Manzara ne kadar acı! Ne kadar yazık!


                    Sürüne sürüne iz bırakmış.Tan yerine.Çıplakmış ayakları herhalde.Çivi girmiş ayağına.Paslı bir çivi.Sürüne sürüne denize.Kıyıda bitiyor rengarenk izleri ve şimdi ise denizde bir kedi.Denizde bir kedi.Yüzüyor